Gümüşsuyu Binası’nın yapımına ilk olarak Osmanlı Padişahı Sultan II. Mahmut döneminde, Dolmabahçe’de bulunan ve devletin hafif silah üretim merkezi olarak kullanılan Tüfekhane-i Amire’de çalışan bekâr işçilerin iskân ihtiyacını karşılamak üzere 1840 yılında başlanmıştır. İnşası sırasında iç kısımda bazı değişiklikler yapılarak askeri kışlaya dönüştürülmüştür. 1843 yılında Ermeni mimar Garabet Amira Balyan tarafından tamamlanan ahşap bina, Gümüşsuyu Kışlası olarak kullanılmaya başlanmıştır.
1857 yılında Sultan Abdülmecit, Dolmabahçe Sarayı’nın hizmet birimleri olan Hademe-i Hassa ve Muzika-i Hümayun için kullanılmak amacıyla bakımsız durumda olan Gümüşsuyu Kışlası’nın yenilenmesini istemiştir. Bunun üzerine 1862 yılında Gümüşsuyu Kışlası’nın ana yapısı kâgire dönüştürülerek Sultan Abdülaziz zamanında mimar Sarkis Balyan tarafından tamamlanmıştır.

Gümüşsuyu Kışlası’nın yapıldığı ilk yıllara ait bir fotoğraf.
Osmanlı Döneminde Gümüşsuyu Kışlası, saray bando ve orkestrasına müzisyen yetiştirmek ve Türk musikisi eğitimi vermek amacıyla kurulmuş olan Muzika-i Hümayun’a ev sahipliği yapmıştır. Bu yönüyle günümüzdeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın ilk binalarından biri olma özelliğini taşımaktadır. Ayrıca Gümüşsuyu Kışlası, saray hizmetlileri arasında gösteri ve tören personeli özelliği taşıyan Hademe-i Hassa biriminin eğitimi amacıyla da kullanılmıştır. Sonraki yıllarda ise kışlanın bir bölümüne yangınlarda müdahale görevi bulunan Tulumbacılar Birliği ile atlı koruma birimi olan Süvari Birliği yerleştirilmiştir. Günümüzde spor salonu ve açık saha olarak kullanılan alan ise 1863 yılında Süvari Birliğine ahır yapılmak üzere tahsis edilmiştir.
20 yy. başlarında Dolmabahçe ve Gümüşsuyu Kışlası.
1909’da Gümüşsuyu Kışlası, harita subaylarının hizmetindeki erlerin dikkatsizliği nedeniyle bir yangın geçirmiştir. Tulumbacıların çabalarına rağmen söndürülmesi geciken yangın büyük tahribata neden olmuştur.
Gümüşsuyu Kışlası 1909’da bir yangın geçirir.
Gümüşsuyu Kışlası’nın Mühendislik Eğitimine Geçişi
1884 yılında Mühendishane-i Berri-i Hümayun’a bağlı olarak Hendese-i Mülkiye Mektebi adıyla kurulan ilk sivil mühendis okulu, Halıcıoğlu’ndaki Mühendishane’de eğitime başlamıştır. Fakat askeri ve sivil idareciler arasındaki geçimsizlik sebebiyle Mühendishane-i Berri-i Hümayun’dan ayrılarak 1909 yılında Mühendis Mekteb-i Âlîsi adını almış ve Nafıa Nezaretine (Bayındırlık Bakanlığı) bağlanarak Tophane’de bulunan Faik Paşa Konağına taşınmıştır. Mühendis mektebi, nihai olarak Gümüşsuyu Kışlası’na taşınmadan önce tifo salgını, Birinci Dünya Savaşı ve işgal gibi sebeplerle aralarında Notre Dame de Sion ve Harbiye Mektebi’nin de olduğu yedi farklı binaya taşınmak zorunda kalmıştır.
Aslında Gümüşsuyu Kışlası, ilk olarak 28 Kasım 1918’de devrin padişahı Sultan Vahdettin tarafından Mühendis Mektebi’ne verilmiş; fizik ve kimya laboratuvarlarının teçhizatı Gümüşsuyu Kışlası’nın orta avlusundaki camiye depolanmıştır. Ne yazık ki bir hafta sonra, daha öğrenciler gelip yerleşemeden, İngilizler binayı işgal etmiş ve hastane olarak kullanmaya başlamıştır. Bir süre açıkta kalan Mühendis Mektebi, eşyalarının bir kısmını orta avludaki camide bırakarak yeniden Halıcıoğlu’ndaki eski binasına yerleşmiştir. Fakat İstanbul’un işgalinden sonra bu binanın İngiliz kuvvetlerine tahsis edilmesi üzerine yeniden açıkta kalmıştır. Bu arada hastane olarak kullanılan Gümüşsuyu Kışlası, Nisan 1920’de Gümüşsuyu Caddesi’ne bakan güney kanadının tamamen yanmasına sebep olan bir yangın daha geçirmiştir.
Gümüşsuyu Binası’nın Dolmabahçe’den görünüşü.
Yatakhanelerde ve yemekhanede ders yapılmak zorunda kalınan eğitime elverişsiz binalardan sonra, nihayet 1923 yılında Gümüşsuyu Kışlası’nın yeniden Mühendis Mektebine verilmesi gündeme gelmiştir. Kurtuluş Savaşı ve İstanbul’un kurtuluşunun ardından, 12 Mart 1923’te dönemin Hariciye Vekili İsmet (İnönü) Paşa, Gümüşsuyu Kışlası’nın boşaltılması için İngiliz General Harrington’a ricada bulunmuştur. Eylül 1923’te, her iki okulun da acil ihtiyacı olması sebebiyle Gümüşsuyu Kışlası’nın hem Mühendis Mektebi hem de Kondüktör Mektebi olarak kullanılmasına karar verilmiştir. 1937 yılında Teknik Okul yapılan ve Yıldız’a taşınan Kondüktör Mektebi, 1992 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi adını alacaktır.
20 Ekim 1923 yılında Gümüşsuyu Kışlası’na taşınması tamamlanan Mühendis Mektebi derslere başlamıştır. Fakat İngilizlerden harap durumda teslim alınan binanın tamir ve yenileme çalışmaları birkaç yıl boyunca devam etmiştir. 24 Mayıs 1928 tarihinde kabul edilen kanunla, ilk olarak Mühendis Mekteb-i Alisi adıyla kurulan Mühendis Mektebi, Yüksek Mühendis Mektebi'ne çevrilerek Gümüşsuyu Binasının kuruma devredildiği belirtilmiştir. İkinci Dünya Savaşı sırasında yurt dışından gelen öğretim üyeleriyle kadrosunu genişleten Yüksek Mühendis Mektebi, ilk mezunlarını verdiği 1931 yılından beri ülkenin seçkin teknik elemanlarını yetiştirme görevini üstlenmiştir. İlk olarak Gümüşsuyu Kışlası’nda konumlanan okul, zamanla Taşkışla ve Maçka Silahhanesi binalarının da eklenmesiyle büyüyerek, 1944 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi adını almıştır.
1944 yılı dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in, İTÜ’nün açılışında kurdeleyi kestiği fotoğraf.
Kışla olarak kullanım amacıyla yapılmış olan Gümüşsuyu binası, eğitim kurumu hâline getirilirken birçok değişikliğe uğramış; hamam ve süvari ahırlarının kaldırılması ve ilave katların inşası ile eski yapısını kaybetmiştir. Günümüzde, 1.25 hektarlık bir arazi üzerine kurulu olan Gümüşsuyu yerleşkesi; 11400 m2 derslik, 13100 m2 laboratuvar, 9400 m2 öğrenci yurdu, 6100 m2 spor tesisi ve 400 m2 konferans salonu alanlarıyla İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Fakültesi ile Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesine ev sahipliği yapmaktadır.
Gümüşsuyu Yerleşkesi’nin zamanla değişimi.